Zonguldak Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi konferans salonunda 19 Haziran 2010 tarihinde gerçekleşen sempozyumda; 3 oturum ve 3 konferans düzenlendi.
Sempozyumda; Şiddetin Sosyal Antropolojik Kökenleri, Şiddetin Psikodinamiği, Sağlık Çalışanlarına Yönelik Şiddet ve Zonguldak Tabip Odasının Görüşleri, Şiddetin Hukuki Boyutu, Şiddeti Önleme ve Etkisiz Kılma, Şiddetin Önlenmesinde Psikolojik Algı ve İletişimin Önemi, Medyada Sağlık ve Şiddet, Hemşire ve Ebelere Yönelik Şiddet, İşyerinde Psikolojik Şiddet (Mobbing) başlıkları altında konferans ve oturumlar düzenlendi.
Sempozyuma Ankara Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Ege Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Zonguldak Tabip Odası ve Adli Tıp Kurumu İzmir Grup Başkanlığından konuşmacılar, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi, Türk Hemşireler Derneği, Zonguldak Tabip Odasından moderatörler, Zonguldak ve çevre illerden il sağlık müdür yardımcıları, başhekimler, başhekim yardımcıları, öğretim görevlileri, hasta hakları birimi çalışanları, , hekim, hemşire, ebe, sağlık alanında çalışanları katıldı.
Açılış konuşmasında Zonguldak Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Uzm. Dr. Rüstem Albayrak, Türkiye’nin en önemli konularından birinin sağlık personeline yönelik şiddet olduğunu, bunlarında sadece bir kısmının medyaya ve çok az bir kısmının da adli olgu olarak yansıdığını söyledi.Dr. Albayrak “ Dünyada şiddet ciddi bir sorundur. Sağlık çalışanları güvenlik görevlilerinden daha fazla şiddete maruz kalıyorlar” dedi.
Ankara Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı-Adli Bilimciler Derneği Başkanı Prof. Dr. Hamit Hancı ise özellikle acil servislerde olası şiddet olaylarının önlenmesi veya asgari zararla olayın sona erdirilebilmesi amacıyla, silah bulunduran hastalara yaklaşım, olası saldırılardan korunma, şiddeti fark edebilme ve şiddet karşısındaki davranışlar ve korunma yöntemlerini uygulamalı olarak anlattı.
Dr. Hancı şöyle devam etti:
“Olası şiddetin önlenmesi veya asgari zararla olayın sona erdirilebilmesi amacıyla acil durumlarda görevlilerin uyarılması, alarm ve izleme sistemleri, güvenlik kameraları gibi çeşitli sistemlerin kurulması gerekir. Ülkemizde birçok özel hastane ve kimi kamu hastaneleri güvenliğin sağlanmasında ve takibinde kapalı devre televizyon ve kamera sistemlerini kullanmaya başladılar. Güvenliği sağlanmış bir iş yerinde çalışmak herkesin hakkıdır.
Hastanelerin kendi iç güvenlik sistemlerini kurmaları gerekir. Bu konuda yasal düzenlemeler de yapılmalıdır. Bu şekilde tüm hastanelerin birbirine benzer güvenlik protokolleri oluşturulmaları gerekir. Hastanede saldırıların önlenmesi için çevre düzenleme, acil servise girişlerin denetlenmesi, hastaneye girenlerin kontrol edilmesi, uygun bekleme yerlerinin yanı sıra hasta yakınlarına yardımcı olunması gerekir.Akrilik camlar, güvenlik kameralarının kurulması hem faillerin bulunmasını sağlayabilecek hem de caydırıcı etki yaratacaktır."