TDB Merkez Yönetim Kurulu “Mesleğimiz Tehlikede” başlığı ile web sitesinde bizleri bilgilendirdi ve bir çağrıda bulundu.
Yazı; “Sağlık Bakanlığı’nın, serbest çalışan dişhekimlerinin çalışma koşullarını belirleyen Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti Sunulan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkındaki Yönetmelikte köklü değişiklikleri öngören bir çalışma başlatarak sonuçlandırma aşamasına geldiği anlaşılmaktadır” cümlesi ile başlıyor.
Anlaşılan o ki Sağlık Bakanlığı yönetmelik hazırlıkları konusunda TDB ve odalarla görüş alışverişinde bulunmamış (hayret bir şey; oysa bugüne kadar Sağlık Bakanlığı dişhekimliği ile ilgili tüm düzenlemeleri TDB ve Dişhekimleri Odaları ile paylaşmıştı; desem de inanmayın.) TDB taslak çalışmayı başka kanallardan elde etmiş.
Haklı olarak; başka kanallar neresi diye soruyorsunuz. Başka kanallardan birisi; Ticaret Odaları. Diğeri ise AK partide siyaset yapan meslektaşlarımız. Nasıl olur bir meslekle ilgili düzenleme yapılıyor; bu konuda Dişhekimleri Birliğinin, Dişhekimleri Odalarının ve Dişhekimliği Fakültelerin bilgisi yok ama ….şehrinin Ticaret Odasının bilgisi var. Evet; durum ne yazık ki böyle. Bu yeni bir durum değil. AK parti için ya bendensin yada bana karşısın. Bana karşıysan senin ile hiçbir şeyi paylaşmam, bildiğimi yaparım benim yönetişim anlayışımım bu.(Yönetişim sözcüğünü AK Parti iktidarının ilk yıllarında çok kullanmıştı. Sözcüğün anlamı şu: bir sorunu / konuyu paydaşları ile tartışmak ve birlikte çözüm üretmek. Yapılanla sözcük ne kadar uyum içerisinde değil mi?)
Yönetmelikte yapılacak düzenleme mesleğimizi ne getirecek? Diş hekimleri gelecekte nasıl bir durumla karşılaşacak? Önyargısız, birilerinin söylemlerine itibar etmeden, güncel deyişle algı yönetimine, söylemlerine aldırış etmeden kendi gördükleriniz ve yaşadıklarınızla karar verin.
Gözünüzü açın ve bakın. Tıp hekimlerinin durumu ne? Sayıları on binlerle ifade edilen hekim muayenehaneleri şimdi yüzlerle ifade ediliyor. Hekimlerin muayenehaneleri, poliklinikleri nerede? Anadolu’da hekimler caddesi ve hekimler sokağı diye tarif edilen yerlerde şimdi neler var. Neden ve nasıl yok oldular.
Yönetmelik taslağı kendi içerisinde anlam bozuklukları ile dolu. Ancak taslağın özü şu; yerelin yetkilerini merkeze almak, ağız ve diş sağlığı kuruluşlarının mimarı, fiziki,teknik kriterlerini yeniden düzenlemek ve sermayedarlara ADSM’ne ortak olma hakkı tanımak.Bunların yanı sıra muayenehaneciliği yok etmeye yönelik başka düzenlemelerde var. Yani siyasi bir dil ile ifade edersek diş hekimleri; sermayedarların ortak olacağı ağız diş sağlığı merkezlerinde ücretli çalışan diş hekimi pozisyonuna getirilmek isteniyor.
Hükümet olarak; ben sistemin mantığına göre hareket edip piyasa koşullarını çalıştırıp sağlık hizmetlerini özelden de alıyorum diyeceksiniz ama muayenehaneleri sistem dışında tutacaksınız. Bu da size yetmeyecek dişhekimlerinin tek başlarına muayene açmalarını engelleyen; var olanları kapatmaya zorlayan onlarca düzenleme getirip ben “rekabetten” yanayım diyeceksiniz. Bu yapılanlar hangi sistemle tanımlamalı? Dünya ekonomistleri yeni bir tanım bulmalı. Yeni liberalizm mi, otoriter liberalizm mi, yoksa Türkiye’ye özgü başkanlık sistemi gibi Türkiye AK parti liberalizmi mi?
Neden muayenehanelerin çalışma koşullarını ağırlaştırıyorlar? Neden getirilen düzenlemelerle muayenehaneleri kapatmaya zorluyorlar? Muayenehanelerin varlığı halkın diş sağlığı hizmetlerine erişmesine engel mi oluyor? Mahallenin diş hekimi amcası Ekrem bey yada ablası Ayşe hanım kimi rahatsız ediyor? Hastaların bir rahatsızlığı, bir sıkıntısı mı var?
Durum trajikomik. Yapılmak istenenin ne ekonomik yararı nede ahlaki yanı var. Yapılmak istenen diş hekimlerinin emeklerinin ucuza satacak bir sistemi kurmak, siyasi yandaşlara yeni iş alanları yaratmak.
Bir meslek grubunun bireysel / serbest çalışması yok ediliyor. Kendi işinin sahibi; sermayenin çalışanı yapılmak isteniyor. Sonuç; tüm dünya ülkelerinde olduğu gibi sağlık hizmetlerinin pahalılaşması ve hizmet kalitesinin düşmesidir. Ve de mazlumun (dişhekiminin) hakkını “zalime” (sermayedar) terk etmektir.
Bu düzenlemenin arkasında olanlara, destekleyenlere bir deyişi hatırlatayım “Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste”
Ve sevgili meslektaşlar yazdıklarımı hiç önemsemeyin, yazanın hezeyanıdır deyin.Ama etrafınıza bakın; gördükleriniz, yaşadıklarınız ve duyduklarınızla karar verin.Bizlerin yani mesleğin geleceği nereye gidiyor?
“TEHLİKENİN FARKINDA MISINIZ?”
BU YAZI SAĞLIĞINSESİ GAZETESİ KASIM SAYISINDA YAYIMLANACAKTIR.


























